KARBONHIDRATLAR in English translation

• carbohydrates
• carbs

Examples of using Karbonhidratlar in Turkish and their translations into English

lipitler, karbonhidratlar) ve sentetik polimerler( plastik, sentetik kauçuk) örnek verilebilir.
proteins, carbohydrates and lipids) and large non-polymeric molecules such as lipids and macrocycles.

Yani, karbonhidratlar, tesislere giremezdi… ve günde 24 saat görev başında olan dayanıklılık koçum vardı.
And I had a inner strength coach on call 24 hours a day. I mean, carbs weren't allowed on the premises.

doymuş yağlar, karbonhidratlar, tuz ve alkol.
that's saturated fats, carbohydrates, salt and alcohol.

Yani, karbonhidratlar, tesislere giremezdi…
I mean, carbs weren't allowed on the premises,

Bol miktarda karbonhidrat alıyorsun. Bunların hepsi, çörek, bisküvi ve etten gelen arıtılmış karbonhidratlar.
You're getting quite a lot of carbohydrates, and I know, clearly, that those are all refined carbohydrates because those are coming from the buns, biscuits, hashbrowns.

vitaminler ve karbonhidratlar artı% 15 alkol.
vitamins and carbs of your grandma's best turkey dinner plus 15 percent alcohol.

herhangi bir ilaç… muazzam miktarlarda elektrolit, basit ve karmaşık karbonhidratlar gerektirir.
simple and complex carbohydrates. Any drug that would increase the metabolic rate this much.

Yılında'' karbonhidratlar ve vitamin C hakkındaki araştırmaları için'' Nobel Kimya Ödülünü kazandı.
He received the 1937 Nobel Prize in Chemistry"for his investigations on carbohydrates and vitamin C.

Biyokimyada birincil öneme sahip bileşikler antijenler, karbonhidratlar, enzimler, hormonlar,
Further compounds of prime importance in biochemistry are antigens, carbohydrates, enzymes, hormones,

Bu yüzden enerjinin genelde, solunum içerisindeki oksijen ile tepkimeye giren karbonhidratlar( şeker içeren), yağlar ve proteinler gibi maddenin
Energy is thus often said to be stored by cells in the structures of molecules of substances such as carbohydrates(including sugars),

Işlenmiş karbonhidratların kilo aldırdığını biliyordum işlenmemiş karbonhidratlar Un ve şeker gibi Çok basit. ama şunu fark etmemişim yulaf, muz ve tatlı patates gibi.
Bananas and sweet potatoes are associated with decreased body fat. I already knew that processed carbs but what I didn't realize is that unprocessed carbohydrates like oats, like white flour and sugar can lead to weight gain.

Bütün gıdasal karbonhidratlar glukoz içerirler,
Most dietary carbohydrates contain glucose,

Dr. Atkinsle ölmeden önce birçok kere bunu tartıştık, ve Amerikalıların çok fazla basit karbonhidrat yediklerinde hem fikir olduk, kötü karbonhidratlar şöyle şeyler-- Gülüşmeler.
Dr. Atkins and I debated each other many times before he died, and we agreed that Americans eat too many simple carbs, the"bad carbs," and these are things like-- Laughter.

Işlenmiş karbonhidratların kilo aldırdığını biliyordum işlenmemiş karbonhidratlar Un ve şeker gibi Çok basit. ama şunu fark etmemişim yulaf, muz
But what I didn't realize is bananas and sweet potatoes are associated with decreased body fat. that unprocessed carbohydrates like oats, I already knew that processed carbs like white flour

Bu yüzden enerjinin genelde, solunum içerisindeki oksijen ile tepkimeye giren karbonhidratlar( şeker içeren), yağlar ve proteinler gibi maddenin
Energy is thus often said to be stored by cells in the structures of molecules of substances such as carbohydrates(including sugars),

değerli bir karışım sunar: doğal proteinler vitaminler karbonhidratlar enzimler diyet lifleri yağlar mineraller
also offers a valuable blend of natural proteins vitamins carbohydrates enzymes dietary fibres fats minerals

proteinler, karbonhidratlar ve lignin-humik bileşenler)
proteins, carbohydrates and lignin-humic compounds)

stearin( C57H110O6) gibi karbonhidratlar ve yağlardır.
the latter mostly carbohydrates and fats, of which glucose(C6H12O6) and stearin(C57H110O6) are convenient examples.

bakteriyal karbonhidratlar( örn. lipopolisakkaritler veya LPS),
include bacterial carbohydrates(such as lipopolysaccharide or LPS, mannose),

birçok kere bunu tartıştık, ve Amerikalıların çok fazla basit karbonhidrat yediklerinde hem fikir olduk, kötü karbonhidratlar şöyle şeyler---- şeker, beyaz un, beyaz pirinç,
and we agreed that Americans eat too many simple carbs, the"bad carbs," and these are things like---- sugar,