KASABAYA GIDIYORUZ in English translation

• we're going to town
• we're heading into town
• we will go to town

Examples of using Kasabaya gidiyoruz in Turkish and their translations into English

Su almak için kasabaya gidiyoruz.
We have to go into town for water.

En iyi dostum ve ben kasabaya gidiyoruz.
Are heading to town.{C: $00FFFF}Me and my best buddy.

Tom. Kasabaya gidiyoruz.
Tom. We're going into town.

En iyi dostum ve ben kasabaya gidiyoruz.
Me and my best buddy are heading to town.

Tekrar yapalım. Biz kasabaya gidiyoruz ve şu.
Let's do that again. We're gonna go in town, we're gonna listen to.

Şu gardiyan ve Adı her neyse… kasabaya gidiyoruz.
That guard guy and whatever-her-name-is are going to town.

George ve ben kasabaya gidiyoruz.
George and I are going into town.

Sen, canım, kasabaya gidiyoruz, bana yeni ayakkabı
You, my dear, are going to town to buy me new shoes

Sen, canım, kasabaya gidiyoruz, bana yeni ayakkabı
What? You, my dear, are going to town and buy me new shoes

Sen, canım, kasabaya gidiyoruz, bana yeni ayakkabı
You, my dear, are going to town to buy me new shoes

Kasabadan gidiyoruz.
We're leaving town.

Gösteri yok, kasabadan gidiyoruz.
No show, we're leaving town.

Dog ile yaptığımız plandan sonra, kasabadan gidiyoruz.
After the handoff with the Dog, we drive out of town.

Kasabaya gidiyoruz.
GO ON!

Sadece kasabaya gidiyoruz.
We're just heading into the town.

Kasabaya gidiyoruz. Ben varım.
I'm in. We're going into town.

Şerifi eski arkadaşım olan bir kasabaya gidiyoruz.
We're going to a small town. The sheriff's an old friend of mine.

Bodine neyin peşindeymiş bakmak için kasabaya gidiyoruz.
Goin' to town to see what Post and Bodine are up to.

O kasabaya gidiyoruz, yetkilileri arıyoruz
We hit that town, we call the cavalry,

O kasabaya gidiyoruz, yetkilileri arıyoruz ve burayı kapattırıyoruz.
We hit that town and we call the cavalry to shut this down.