Examples of using Kasapta in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Herhalde siz etleri keseceksiniz, kasapta olduğu gibi.
Ona izin versem saçını kasapta kestirir.
Güzel. Hayır. Kasapta sıra var.
Ya da kasapta kan.
Gün ortasında kasapta vurularak öldürülen Marta Giacoboneyle alakalı olması muhtemel.
O kasapta çalışıyor, o da bir boyacı… Biz dürüstçe çalışmaya geldik.
O kasapta çalışıyor, o da bir boyacı… Biz dürüstçe çalışmaya geldik.
Ve 15:00da, kasaba müteahhitleriyle bir toplantı.
Onu Kasapa götürün!
Bu mevsimde kasaba çok güzel olmalı.
Kulağa garip gelse de kasaba çikolatanın nerede olduğunu sormayı düşünmedim.
Kasapla özel bir anlaşmamız var.
Kasaba, 1921de Kızıl Ordu tarafından ele geçirildi.
Liman Koyu Kasabının hâlâ hayatta
Liman Koyu Kasabının Dexter olduğunu mu düşünüyorsun?
Kasaba havası oğlanlara iyi gelir.
Arayıcı kasaba duvarlarının içinde.
Herkes Kasapın burada bir kulübe tuttuğunu bilir.
O Kasapın ve pislik şehrinin kim olduğumu asla unutmamasını sağlayacağım.
Kasaba şerifi Virgil Cole.