Examples of using Kaybetmemeye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir de eşyalarını kaybetmemeye dikkat et.
Ümidimi kaybetmemeye çalışıyorum…'' Ama uzun zamandır acıdan başka, birşey hissetmiyorum.
En hızlı olduğunu düşündüğüm seçimlere odaklandım. Kaybetmemeye, Başkanın bir numarası olmaya o kadar kararlıydım ki.
aklınızı kaybetmemeye çalışın.
En ciddi gayretimle. Ve de güveninizi kaybetmemeye kararlıyım.
Sartoriustan başkasını,… aklınızı kaybetmemeye çalışın.
Ama uzun zamandan beri hissetiğim tek şey ACI. Ümdimi kaybetmemeye çalışıyorum.
Kaybetmemeye karar verir,
Şimdi bunu kaybetmemeye bak. Çünkü mantonu geri almak için buna ihtiyacın olacak.
Aklını kaybetmemeye dikkat etmelisin, Ama, uh,
Peki, emekliliğimi kaybetmemeye ne dersin… çünkü şuna kanıtım var;
Her türlü engele rağmen o grupla kalmayı başardı ve süre kaybetmemeye kararlıydı.
Derneğin bu hızlı müdahalesi, Türk liderlerin NATO kapsamındaki sorumluluklarını üstlenirken, diğer yandan da Arap camiasının kalpleri ve zihinlerini kaybetmemeye çalıştığı bir dönemde gerçekleşti.
Şu anda sizin gibi güzel kadınların gözlerine bakıp… kendimi kaybetmemeye çalışırken, içki servisi yapıyorum.
Dünyadaki herkesten, her şeyden çok sevdiğiniz birini kaybetmenin ne demek olduğunu bilir misiniz?
Kara yüreğine karşı savaş verdin ve hep kaybettin. Hem şunu da biliyorum, kendini bildin bileli… Evet.
Güzide bir sanatçıyı kaybetmekten üzüntü duyarız, ama en iyisi, kendi iyiliğiniz için gitmenizdir.
Çözünürlüğünü kaybetmemeye çalıştım.
Sen yalnızca kaybetmemeye oynuyorsun.
Hemen kaybetmemeye çalış.