Examples of using Kedini in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kediden nefret ettim.- Kesinlikle yaptım.
Bu bizim kedimiz olacak, öyle mi?
Babanın, şu kediyle vaktini boşa harcama konusunda… dediklerini biliyorsun.
Sanırım ben kedileri daha çok seviyorum.
Şu adam da kedisine minik bir smokin giydirmeye çalışıyor.
Uğur Böceği ile Kara Kediden bile önce olay yerine geldim.
Burası ayrıca Daggettın beni ve kedimi neredeyse öldüren virüsü geliştirdiği yer.
Kediniz her zaman bizimle göreve gelecek mi?
Kediniz olduğunu hiç… bilmiyordum, Bay Marlowe.
Ve ben bir kediniz olmamasından endişeli olduğunuzu hatırladım.
Sarhoş kedimi iddiada kaybetmeye hazırım.- Onlar gelmezler!
Onun ve kedisinin başına çok şey geliyor.
Bir kedin olduğunu bilmiyordum.- Tanrım.
Bu radyo müdürünün kedisine aldığım Newburg usulü ıstakoz.
Elbette bir kediniz olmak zorunda, biliyorsunuz. Evet.
Ben daha çok kedileri seviyorum. Ben mi?
Ben daha çok kedileri seviyorum. Ben mi?
Kedini boğ!
Kedini ben öldürdüm.
Kedini kendin öp.