Examples of using Kediye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hayır, kal ve kediye bak,… ve onlara dokunma.
Hatta kediye ameliyat bile yaptılar.
Kediye ne oldu merak ediyorum?
Hala gittiğinde kediye bakacak birine ihtiyacın var mı?
Kediye şapkayı giydir ve seti temizle, başlıyoruz!
Miyirdeyen fare kediye yemek olur. Tamam mı?
Küçük kediye zarar vermek istemeyiz, değil mi?
Kediye tükürücen diye geri dönmem.
Kediye 20 papel koyuyorum.
Kediye ben para koydum.
Bu kediye benziyor.
Kediye de su koy.
Lütfen kediye bir şey olmasın.
Artık attan kediye kadar her şeyi besliyorlar, bu yüzden bilmiyorum.
Demek istediğim, kediye bakmak kolay görünüyor ama öyle değil.
Kediye ne yaptığını görmelisin.
Kediye kendi çocuğuymuş gibi bakıyor.
Kediye ne olduğunu biliyorsun.
Neden kediye sormuyorsun? Bana yani?
Kediye bir hap veriyorum.