Examples of using Kene in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şansım yaver giderse, Kene katılmaya gidiyorum.
Binlerce böcek larvası topluyor. Her kuş günde yüzlerce kene ve.
Tamam, Rebeccanın Kene ulaşmasını sağla.
Şey, tabii ki Kene söyledim.
Diğer kızları da getireyim de, onları da kene için kontrol edelim.
Ondan bir iyilik iste ve Kene söyleme.
daha çok böcek, pire ve kene.
Ben kene toplamandan korkuyorum.
Kene bir not bırakayım.
Bazı nadir vakalarda kene veya örümcek ısırığı tetikleyici-- Ellerinizi kaldırın.
Oyumu Kene verdim.
Baba Andyde kene var, hem de çok büyük.
Kene, tik, tik.
Plağı Kene verdim.
Plağı Kene verdim, Kojiye değil.
Arthur, kene gerçekte nasıl biridir?
Herkes Kene merhaba desin.
Önce kene, sonra kapanan kütüphane… sonra da şimdi oluşan kağıt kesiği.
Isaac, kene kontrolünü bitirdiğinde seni ararım.
Farenin sırtındaki kene bile haberim olmadan içeri giremez.