Examples of using Kibrit in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bowdaki kibrit fabrikası.
Kibrit söndü… yeni bir tane yak!
Kibrit çöpünü kırıp vida deliğine sok ki, dişler tutsun.
Ben kibrit getireyim.
Kibrit söndü.
Kibrit kutusu büyüklüğünde bir dövme 300 dolar tutar.
Yeter ki kibrit de olsun.
Sonra kibrit söndü.
Kartpostal, dosya, kibrit, mendil ve kül tablası.
Kartpostal, dosya, kibrit, mendil ve kül tablası.
Kibrit ne iş?
Bir kutu kibrit çıkarıp, sigaranı- O nedir?
Bu poşette de kibrit ve magnezyum şeritleri var.
Kibrit, lütfen. Telugucan ikna edici değildi ya da.
Kibrit, lütfen. Telugucan ikna edici değildi ya da.
İpotekli tahviller kibrit, TBYler de gaz yağına batırılmış gazete kağıdıysa.
Kibrit nerde bayan?
Kibrit nerde bayan?
Bu çöplükte kibrit yok galiba.
Olentiev! Kibrit, pirinç ve tuz getir!