Examples of using Kiraz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kiraz gibi kırmızı!
Zaten kiraz sevmem.
Kiraz istiyorsun, ha?
Kiraz kırmızısı renk siyanürü işaret ediyor, değil mi?
Kiraz ağacı.
Kiraz nerede?
Söylediğimizde kiraz zamanını.
Seni kiraz ağacının dallarında bulduk üstelik daha yürüyemiyordun bile.
Kiraz, en çok yetiştirilen tarım ürünüdür.
Ama bu kiraz likörümü tekrar doldurmaman anlamına gelmez öyle değil mi?
Bu kiraz var.
Kiraz kırmızısı.
Bu kiraz!
Ben birinin kafasına kiraz attım. Tüm kulağı kırmızı oldu!
Kiraz sapı gibi inceciksin. Olmalısın.
Selam kiraz. Stanley bekle.
Kiraz ve benzeriyle berbat edilmiş bir şey. Parti likörü.
Kiraz kırmızısı.- Evet.
Umarım kiraz seversin.
Umarım kiraz severim.