KLAUSLA in English translation

Examples of using Klausla in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Peki ya sen ne diye Klausla bir buradasın?
And why the hell are you here with Klaus?
Sen bir şey söylemeden önce, sabah telefonda Klausla konuşup yalan söylediğim için özür dilerim.
Before you say anything. I'm sorry I lied to you about my sketchy phone call with Klaus this morning.
Ve dün gece gerçekten ne olduğunu bana anlattılar. Az önce Sergio ve Klausla konuştum.
I just spoke to Sergio and Klaus and they told me what really happened last night.
Eğer seni 1,000 yılda bir kez bile incitebilecek olduğumu düşündüysen beni Klausla karıştırmışsın demektir.
If you think that I would ever in 1,000 years do anything to hurt you, you got me confused with Klaus.
Eğer bize yaptığı her şey için Klausla ödeşmek istiyorsak Adrian dönüşüme devam etmek zorunda.
If we want to get back at Klaus for everything he's done to us, Adrian has to keep turning.
Klausla aranızdaki yeni olay nedir bilemiyorum ama şunu bir düşün.
But think about it. Look, I don't know exactly what your new deal is with Klaus.
Ruhlar da Klaustan bizim kadar nefret ediyor mu?
The spirits hate Klaus as much as we do?
Seninle birlikte Klaustan ayrılan herkesin bana katılmasını istiyorum.
I want you and all who walked out on Klaus with you to join me.
Klaustan özgürlüğümü almam tamamen siz ikinizin planını kusursuz şekilde gerçekleştirmenize bağlı.
My freedom from Klaus rests entirely upon you two executing your plan perfectly.
Sen Klaustan daha da betersin.
You're even worse than Klaus.
En azından Klaustan kaçmak sıkıcı değildi.
At least running from klaus isn't boring.
Bak, Klaustan nefret etmek kolaydı.
Look, hating Klaus was easy.
Uzun yıllar önce Klaustan kurtardığın o masum kızın hâlâ var olduğunu düşünüyorsun.
You still think that innocent girl you saved from Klaus ages ago is in there somewhere.
Kızının Klausta olduğunu biliyoruz.
We know that Klaus has your daughter.
Biliyorsun, son bıraktığımda Klaustan sonsuza dek nefret edeceğinden emindim.
You know, when I left last, I thought for sure you would hate Klaus forever.
Ve Klausta. Kamyon kullanıyor muydun?
And Klaus. Did you use to drive a truck?
Klausa bir avcı ve bir melezi kaybettiğini nasıl açıklayacağını buldun mu?
You lost a hunter and a hybrid? Did you figure out how to tell Klaus.
Bak, normalde Klausa öğretirim. Borçlarım?
My debts?- You see, normally I teach Klaus.
Klaustan nefret eden biri olmana rağmen aynı onun gibi konuştun.
For someone who hates Klaus, you certainly sound a lot like him.
Klaustan kaçıyordum. Hızlı bir kaçışa ihtiyacım vardı.
I was running from Klaus. I needed to jet solo.
Results: 45, Time: 0.0227

Top dictionary queries

Turkish - English