Examples of using Komşunuzu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
ailenizi, komşunuzu… sokağın aşağısındaki pek yakından tanımadığınız adamı alıp… onları en yakın otobüs, tren ya da feribot durağına götürmenizdir.
Ama nerede? Şu ana kadar komşulardan öğrendiğim kadarıyla Mark Jeffries, örnek bir vatandaşmış.
Komşulardan, yangın sırasında kurbanı şüpheli biçimde biriyle tartışırken görmüşler mi öğren.
Silahın Weevilın komşu evlerin birinden çalındığı bildirilmiş.
Seninle tanışmak isteyen komşu kızı sana mektup yazabilir.
Zangoçun, komşu köyden bir hizmetçi kadınla ilişkisi var.
Komşu kentteki oğluma ulaşmam lazım.
Komşularınız soracak olursa… 200,000 dolar ödediğinizi söylersiniz.
Eski komşularım defterlerini dürerdi, ama yapamadım.
Komşularım için yaptığım her şey… Onakanın yüzü suyu hürmetineydi.
Evet. şeker bombası ile komşularınız geldi. 000 kalorilik- 10.
Kuzeninden ya da komşu arkadaşından bunu rica etmiş olabilirsin.
Belki de komşu gözetimine daha fazla katılmalıyız.
Şimdi, arkadaşlarım ve komşularım beni bundan daha iyi tanır.
Komşularımız havuz yaptırdı bu ara orada çok vakit geçirdi.
Komşu köyün çocukları… ırmak boyunca yüzerler ve ondan patetes çalarlardı.
Sanki alt kat komşularımız her gün öğlen yemeğinde ölü fareleri kaynatıyor gibi.
Belki gürültü yüzünden komşulardan biri ihbar etmiştir.
Yo, sadece komşularım var ve anlarsın.
Şimdi çıkacağım ve komşulardan biriyle konuşup onay alacağım.