Examples of using Korsana in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ancak bu tedbirler uygulanana dek, AIMR Bükreşteki liselere öğrencileri korsana karşı uyarma amaçlı ziyaretler başlattı.
Oktaviyus, Antoniustan İskenderiyeden Romaya dönüp Akdenizde olan üç azılı korsana( Sekstus Pompey, Menecrates ve Menasa) karşı savaşa katılmasını ister.
Pekala, yani karşımızda mücevher çalan ve korsana benzeyen… elinde de gelecekten çıkma bir silah olan bir adam var.
yeni yönetmelikler uygulamaya konduğunda Romanyada korsana ağır bir darbe indirmek için çarklar dönmeye başlayacak.
gözünü bile kaybetse çete liderine veya korsana benzer.
Sayın Yargıç, denizcilik yasasının… beşinci paragrafında kaptanın bir grup korsana teslim olmaması ifade ediliyor.
Sayın Yargıç, denizcilik yasasının… beşinci paragrafında kaptanın bir grup korsana teslim olmaması ifade ediliyor.
Sayın Yargıç, denizcilik yasasının… beşinci paragrafında kaptanın bir grup korsana teslim olmaması ifade ediliyor.
Ashla bizi korsana götürdü, sonra da size bunu yeni dünyamızın yolunu bulalım diye yaptı.
Grigor Gatcheve göre, yazılım şirketleri korsana karşı daha iyi bir mücadele ortaya koyarken,
Dinle, şu yarım kalan işin eğer korsana olan aşkınsa hiç şansın yok.
George, Korsanlık oynayacak vaktim yok ailen yolda, geliyorlar!
Diğer korsanların internete bağlanmasına yardım eden korsanlar gibi.
Buraya gerçek aşkın, korsanın hayatını kurtarmak için geldin.
Ve böylece Jane, korsanla bir bağ kurabilmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.
Korsanlık kanında var,
Korsanlık günlerimizde, duman işareti kullanırdık.
Göründüğü kadarıyla Plaxitrilin korsanlık gibi bir yan etkisi var.
Eskiden korsanların saklandığı bir yermiş ama sonradan tarlaya falan dönüştürülmüş.
Belki de korsanlık sana göre değildir.