Examples of using Kovasına in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kovanı kullan.
Kalk kovadan.
Bunun kovayla hiç alakası yok.
O kovada, SS Patnada, hayatını kurtardığımı unutmayacaksın ya.
Bir köşede başımda kovayla otururum daha iyi.
Kovada oturuyormuşum gibiydi. -Saçmalıyorsun Paris.
Hepsini bir kovada karıştırıp mı?
Kovanın eve tek başına girmesini istiyorum!
Korkin, sakın. O kovaya başka neler koyduklarını öğrenmek istemezsin.
Korkin, sakın. O kovaya başka neler koyduklarını öğrenmek istemezsin.
Kovayı üzerimize düşürmeye çalışan gönüllü itfaiyeci.
Ve ona kovada kadın kulağı koleksiyonu yaptığımı söyledim.
Sanırım onu paspas ve kovayla tuvalete doğru giderken gördüm.
Pati, hatırlarsan şampanya kovasını satmıştık. Sadece sordum.
Kovanı boşaltmışsın.- Suçum ne?
Kovanı boşaltmışsın.- Suçum ne?
Onu kovaya koyacağım sen de onu yukarı çekebilirsin.
Kovanı al ve Kaptanına git!
Kova ve fırça artık sizin aletiniz, bu değil.
Kepçeyi kovadan çıkar.