Examples of using Kundaklama in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sami kundaklama ve cinayetle suçlanıyordu.
Kundaklama olabilir mi?
Kundaklama şüphelisi olarak.
Kundaklama amacında en başarılı girişim Norveçteki Fantoft Kilisesi yangınıdır.
Devrimci Suari öğrencilerinin kundaklama ve hırsızlıktan sorumlu gösterilmeleri zorunludur.
Evet, efendim, onlar kundaklama ve soygun bölümünden, efendim.
Kundaklama kanıtı gördüm.
Kundaklama mı?
Silahımı çıkarıp kundaklama uzmanını veya Bölge Savcısını vurmadım.
İyi de neden kundaklama bittikten sonra bizi çağırıyorlar?
Sonra kundaklama alanına yakın bir yerde telefonundan sinyal alındı.
Teğmen, Bu kundaklama müfettişi Samantha Orland.
Kundaklama birimi kundakçıdan'' Yeşil Alev'' olarak bahsediyor.
Kundaklama biri yapmadı mı bunu?
Kundaklama müfettişini ara, ve Seattle dosyalarını getirin.
Kundaklama müfettişi senin sürahi-ateş sistemini keşfettiği yer Seattleda başladın.
Kundaklama, federal polise saldırı
Kundaklama soruşturmasında hedeflenen kişiysen CFDnin arkanda olması gerek.
Kundaklama bu.- Evet.
Kundaklama ve patlama gibi.