Examples of using Kurânda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu Kuran düpedüz bir uydurmadan başka bir şey değildir'' derlerdi.
Küçük bir duş alanı kuracağız ki küçük sevimli vücutlarımızı yıkayabilelim.
O, Kuranın söylediğini söylerdi.
İmdi, Kurân okuyacağın zaman, o kovulmuş şeytandan Allaha sığın.
Bu şeyler Kuranda bile yazıyor.
Hayal kuran bir iblisin gözleriyle derin derin.
Kuranın söylediğini söylüyorum.
Kuranda şöyle geçer.
Bu( Kuran) dedi,
Şunlar Kuranın ve apaçık bir Kitabın ayetleridir.
Charles NASDAQı kuran adamlardan biriymiş ve finans dünyasında devrim yaratmış.
Hiç şüphesiz o( Kuran), şerefli bir elçinin kesin sözüdür.
Bu ülkeyi teröristlerle kuran adamlara, kahraman diyorsunuz.
Bunlar Kuranın ve apaçık olan Kitabın ayetleridir.
O( Kuran) kovulmuş şeytanın sözü değildir.
Yani Kuranın iyi bir bilimsel bilgi kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz?
Onlara( Kuran) okunduğu zaman:
Sami Kurana ilgi duyuyordu.
Herkes Kuranın tüm zamanlar
Hiç şüphesiz o( Kuran), çok şerefli bir elçinin sözüdür.