Examples of using Kuyu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sazlıktaki ağaçlar uğuldadı… gözleri kuyu ve mağaralara dönüştü.
Kuyu evinde yankını ziyaret ettiğini en iyisi kimseye söyleme.
Kuyu kazmayı düşünüyorsan ama oldukça fazla kazman gerekiyor.
Kuyu her zaman simsiyahtı.
Kuyu, kıyının 50 mil açığında.
Kuyu kuruyuncaya kadar asla suyun değerini bilmeyiz.
Kuyu ya da bir kaynaktan suya maruz kaldı mı?
Kuyu suyunu içiyorlardı.
Kalbimde kuyu kadar derin bir boşluk var.
Hey, sadece kuyu kazıyorsun. Evet, bu etkileyiciydi.
Burası kuyu değil.
Kuyu bir çıkış.
Kuyu ve cesedi.
Kuyu için hala beni suçluyorsun.
Kuyu için iyi şanslar!
Köylüler kuyu için ip yaparken hep zorlanıyorlardı.
Köylülerin kuyu ipiyle sorunları varmış.
Bu kuyu yüzeyi nasıl görünüyor?
Evet, kuyu kireçtaşından açılmış.
Göl de kuyu suyunun geldiği sudan geliyor.