Examples of using Leeye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Faye ile ikimiz de Leeye değer veriyorduk.
Sun-Tzunun kendi sözleri suçu Leeye veriyor.
Old Man Leeye hayranım.
Yumruğun bu kadar acıtıyorsa… Leeye çarptığında acısını düşün.
Jenny Leeye ne olduğunu kanıtlayacağım ve bu sefer, sen ve Robert Costa bundan kurtulamayacaksınız.
İki numaralı sanık ve suç ortağı Stephen Leeye… toplam 8 yıl hapis cezası verildi.
Aslında Bruce Leeye nunçakuyu getiren kişidir. Gezegendeki en harika Filipinlilerden biri olan Dan Inosanto.
The Way of the Dragon aynı zamanda Leeye, hayat felsefesine… daha derin unsurlar dahil etme imkanını sağlar.
Inosanto, ayrıca parlak bir nunchaku yorumcusuydu, bu da Leeye… iki rakip arasındaki nunchaku dövüşünü ilk kez filme alma olanağını verdi.
Küpeyi, hatta röportajlarımı, Leeye Noahyla ilgili her şeyi anlatmak istedim, Bence o… ama nereden başlayacağımı bilemedim.
Küpeyi, hatta röportajlarımı, Leeye Noahyla ilgili her şeyi anlatmak istedim, Bence o… ama nereden başlayacağımı bilemedim.
iyi. Sen sormadan söyleyeyim, Bruce Leeye dönüştüğünü de görmemiş.
Halihazırda param yok… Ben de bu yüzden… Leeye gidemedim çünkü artık bir şey almak istemiyor.
sihirbaz değilim. Leeye öğlen gardırobuma ihtiyacım olduğunu söyledim.
Dan Inosanto, en iyi Filipinlilerden biri olmasıyla beraber… Bruce Leeye mınçıka getiren kişidir.
Doktor Leeye yedirmesini söyledi.
Doktor Leeye yedirmesini söyledi.
Leeye göre, grup bu albümde Björk,
Gerek İtalya yerine Leeye gitmek olsun, gerekse maraton koşmak olsun aldığın bu kararların en kötü yanı,
Leeye göre, grup bu albümde Björk,