LINEER in English translation

linear
lineer
doğrusal
çizgisel
of the linearly

Examples of using Lineer in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
bunlar Bessel diferansiyel denklemi iki lineer bağımsız çözümlerdir. Fonksiyonun ismi Hermann Hankel anısınadır.
Bessel functions of the third kind; they are two linearly independent solutions of Bessel's differential equation.
eğer bu vektörlerin lineer bağımsız olduklarını varsayarsak, bunlar r2ye yayılırlardı.
that vector are linearly independent, then these would span r2.
aynı dalganın lineer momentum( veya radyasyon basıncı)
compared to the same wave's linear momentum(or radiation pressure)
Lineer polarize ışığın yatay bileşeni iki kere çeyrek dalgaboyu kadar gecikme yapsaydı, ki bu yarım dalgaboyu demek,
Observe that had the horizontal component of the linearly polarized light been retarded by a quarter of wavelength twice,
Bu ışık, lineer polarizöre ulaşmadan önce çeyrek-dalga levhasından ikinci kez geçecektir, yatay bileşeni ikinci
Such light is going to travel through the quarter-wave plate a second time before reaching the linear polarizer and in the process,
Ancak, a ve bnin lineer birleşimleri bize bir düzlem verecek.-
But linear combinations of a and b are going to create a plane.
Bir şekilde zamanda geri gittik ve diğerleri hala orada ve lineer süreklilik hakkında bir şey bilseydiniz, orada her ne yaptılarsa o gezegende olan biteni doğrudan etkilediğini anlardınız.
Somehow we went back in time and the others are still there and if you knew anything about linear continuity, you would realize what they're doing back there now is affecting things on that planet.
Lineer polarizörler iki genel kategoriye ayrılabilir: soğurucu polarizörler istenmeyen polarizasyon şekillerini soğururlar,
Linear polarizers can be divided into two general categories: absorptive polarizers, where the unwanted
Toroyidal tuzakta olduğu gibi, lineer tuzaklar ve 3D kuadrupol iyon tuzakları en çok minyatürize edilmiş kütle analizörleridir, sebep ise sahip oldukları yüksek hassalıkları,
As with the toroidal trap, linear traps and 3D quadrupole ion traps are the most commonly miniaturized mass analyzers due to their high sensitivity, tolerance for mTorr pressure,
Lineer kuadrupol iyon tuzağı kuadrupol iyon tuzağına benzer
A linear quadrupole ion trap is similar to a quadrupole ion trap,
En son videoda, lineer bağımlılığın anlamını söylemiştim-- rastgele bir vektör seçeyim, v1.- v1,
In the last video, I said that linear dependence means that-- let me just pick an arbitrary vector,
Clifford Truesdell gibi yazarların modern formülasyonları, lineer olmayan alan teorileri için topoloji
as Walter Noll and Clifford Truesdell go beyond the linear algebra of elastic moduli to use topology
onun da yatay bileşeni gecikmeye uğrardı, fakat ortaya çıkan lineer polarize ışık lineer polarizörün soğurma ekseninde polarize olacağı için geçemezdi.
however the resulting linearly polarized light would have been polarized along the absorbing axis of the linear polarizer and it would not have passed.
Thomas algoritması olarak da bilinmektedir( Llewellyn Thomas ardından isimlendirilmiştir), sayısal lineer cebirde tridiagonal denklem sistemlerini çözmek için kullanılan basitleştirilmiş bir Gauss eleme yöntemidir.
In numerical linear algebra, the tridiagonal matrix algorithm, also known as the Thomas algorithm(named after Llewellyn Thomas), is a simplified form of Gaussian elimination that can be used to solve tridiagonal systems of equations.
bir protein kafes içinde sarılmış, icosahedral, lineer DNA genomundan oluşur.
double-stranded, linear DNA genome encased within an icosahedral protein cage called the capsid, which is wrapped in a lipid bilayer called the envelope.
Sinklotron nedeniyle hızlanan alanı ile parçacıkların tekrarlanır etkileşimi daha maliyet ve uzay-etkili olan, icat edildiğinde kullanılabilir lineer hızlandırıcılar( elektron ışın demetlerinin) üzerinde bir gelişme oldu.
The cyclotron was an improvement over the linear accelerators(linacs) that were available when it was invented, being more cost- and space-effective due to the iterated interaction of the particles with the accelerating field.
dairesel polarize ışığı lineer polarize ışığa çeviren dairesel polarizörü alıp 90 derece döndürülmüş ikinci bir çeyrek-dalga levhasına ekleyebiliriz.
which transforms circularly polarized light into linear polarized light, and add to it a second quarter-wave plate rotated 90° relative to the first one.
Yani, bunun lineer bağımlı olduğunu biliyoruz. a 2 eşittir bir sabit, c 1, çarpı a 1 artı c 2 b
So we know that this right here is linearly dependent. And we could say that a2 is equal to some constant times c1 times a1
Bu birtakım vektörlerim lineer bağımlı-- dikkat edin, BAĞIMLI diyorum, BAĞIMSIZ değil--, lineer bağımlılar, ancak ve ancak bu denklemi hepsi sıfıra eşit olmayan, bazı ciler için sağlayabilirsem.
My set of vectors is linearly dependent-- remember I'm saying dependent, not independent--is linearly dependant, if and only if I can satisfy this equation for some ci's where not all of them are equal to 0.
Yukarıdaki örnek önceki benzer örnekle sol rotasyonlu dairesel polarize ışığın polarizöre ters yönden yaklaşması ve lineer polarize ışığın polarizörden sağa doğru çıkması dışında aynıdır.
The illustration above is identical to the previous similar one with the exception that the left-handed circularly polarized light is now approaching the polarizer from the opposite direction and linearly polarized light is exiting the polarizer toward the right.
Results: 212, Time: 0.0342

Top dictionary queries

Turkish - English