MÜŞTERILERIMIN in English translation

customers
müşteri
my clients
müvekkilim
müşterim
my clientele
müşterilerim
my client
müvekkilim
müşterim

Examples of using Müşterilerimin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Müşterilerimin aşırı ücretlendirme yaptığımı düşünmelerini istemem.
I wouldn't want my customers to think I'm overcharging.
Altı aydır Stepatechi müşterilerimin boğazına tıkıp duruyordum.
I have been shoving Stepatech down my client's throats for six months.
Havuzunu temizlediğim Limadaki müşterilerimin beni işe alacağına eminim.
And I'm sure most of my pool-cleaning clients in Lima would take me back.
Müşterilerimin% 98i ev satın alanlar, sizin gibi.
Ninety-eight percent of my clients are homebuyers, like you.
Ben müşterilerimin kıçlarını öperim.
I kiss my clients' butts.
Aslına bakarsanız, müşterilerimin büyük çoğunluğunu Japonlar oluşturuyor birçoğu kıdemli.
In fact, the vast majority of my customers are Japanese, many of them placed.
Müşterilerimin çoğu evlidir.
Most of my clients are married.
Müşterilerimin taktığı tüm mücevherleri ellerimle yaptım ben.
I handcrafted every piece of jewelry my clients were wearing.
Müşterilerimin her şeyini bilirim.
I know everything about my clients.
Müşterilerimin çoğu bakirdir.
Most of my clients are virgins.
Müşterilerimin yüzde 90ından daha değerliyim Eric.
I'm worth more than 90% of my clients, Eric.
Müşterilerimin beni arayıp siteyi nasıl kullanacaklarına dair… yardım istemelerini sevmiyorum.
I don't like when my clients call me to help them use the website.
Müşterilerimin çoğu hesaplarını kapatıyor.
Most of my clients are closing out their accounts.
Tüm müşterilerimin önünde mi yapmamı istersin?
You want I should do it in front of all the customers?
Müşterilerimin nereden geldiğini bilmek isterim.
I like to know where my customers come from.
Müşterilerimin çoğu erkektir.
Most of my clientele is male.
Müşterilerimin ihtiyaçlarını onurlandırmak ve iş yapmak için para alıyorum.
I'm paid to do a job, to honour my clients' needs.
Müşterilerimin hiç biri 19unda değil.
None of my clients are 19.
Müşterilerimin buna ihtiyacı var.
My customers need that.
Benim müşterilerimin ekranda ne izlemek isteyeceğini sanıyorsun?
And what do you think my clientele would like to see upon that screen?
Results: 202, Time: 0.034

Top dictionary queries

Turkish - English