MÜMKÜNSE in English translation

if possible
mümkünse
eğer mümkünse
you can
edebilirsin
yapabilirsin
olabilirsin
alabilirsin
verebilirsin
edebileceğini
mümkün
sen de
preferably
tercihen
muhtemelen
mümkünse
özellikle
tercih ediyorlar
possibly
muhtemelen
ki
olabilir
belki
mümkün
büyük ihtimal
imkan
you could
edebilirsin
yapabilirsin
olabilirsin
alabilirsin
verebilirsin
edebileceğini
mümkün
sen de
could you
edebilirsin
yapabilirsin
olabilirsin
alabilirsin
verebilirsin
edebileceğini
mümkün
sen de

Examples of using Mümkünse in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Beni bağışla, ama… Mümkünse birisini sana sorabilir miyim?
Pardon me, but… well, if I could possibly ask you for one?
Bayan Kovitzky sizinle görüşmek istiyor. Mümkünse bugün.
Miss Kovitzky would like to meet with you, preferably today.
Bize 2 kişilik bir masa lütfen, eğer mümkünse içerilerden olsun.
Table for two, please, in the back, if you could.
Bu akşam. Mümkünse, son uçuş olsun.
Last flight, if possible.- Tonight.
Aslında, acaba Sethle yukarda konuşabilir miyiz diyordum… Mümkünse yalnız.
Actually, I was wondering if I could talk to Seth upstairs… um, possibly alone.
Orada olacağını nereden bileyim? Mümkünse giyinik.
How do I know you will be there? Preferably dressed.
Ve biraz genel malumat istiyordum, şayet mümkünse.
And we would just like some general information, if you could.
Mümkünse bozuklar tam olsun.
Exact change if possible.
Başka bir torba alabilir miyim, mümkünse?
Could I possibly have another bag?
Şimdi mi? Mümkünse evet.
Now? Preferably, yes.
Çok ciddisiniz dostum. Mümkünse.
You're so serious, my friend.- Possibly.
Şimdi mi? Mümkünse evet?
Preferably, yes. Now?
Hey, ne oldu birden sana? mümkünse saklansın!
Hey, what's gotten into you? Possibly cover!
Dakika, efendim. mümkünse 10.
Five minutes, sir. Possibly ten.
Hatta mümkünse bir kaç gece.
Even, possibly, a few nights.
Hatta mümkünse birkaç gece için.
Even possibly a few nights.
Öyle, mümkünse Alfredi bundan uzak tutmak istedik.
We do, indeed, and we're wanting to spare Alfred from it if we could.
Gidiyorum… eğer mümkünse o kızı affedin.
I am leaving" if it is possible, then forgive that crazy girl.
Mümkünse şu Dimitriosun cesedini görmek isterim.
I would very much like to see the body Of that Dimitrios, if it's possible.
General, Hathawayi mümkünse kurtarma emri aldık ama kan dökülmeyecekti!
General, we have orders to save Hathaway if we can… but no bloodshed!
Results: 1066, Time: 0.0405

Top dictionary queries

Turkish - English