Examples of using Münazarayı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu münazarayı, babamın mezun olduğu James Monroe Lisesinde düzenlememiz çok hoşuma gitti.
Ama biliyorum ki o zaman münazarayı izlediğimizde, orada, insanların bu adamın zekasını ve kapasitesini anlama becerilerini etkileyen duygular vardı.
Aptal Robbins. Ama biliyorum ki o zaman münazarayı izlediğimizde, orada, insanların bu adamın zekasını ve kapasitesini anlama becerilerini etkileyen duygular vardı.
Güzel bir partiyle münazarayı kutlamayı yeğlerim. -Olmaz. Üzgünüm hanımefendi ama.
Güzel bir partiyle münazarayı kutlamayı yeğlerim. -Olmaz. Üzgünüm hanımefendi ama.
RNC muhtemelen Willden münazarayı sunmasını isteyecek… Will ve Macin de yeni bir münazara formatı hazırlığı var.
şu neşeli, tıbbi münazarayı başlattı.
Milyon Amerikalı, otoparktaki iki güvercinin ekmek için kavga edişi kadar entelektüel olan bir münazarayı izliyordu.
Üçümüz aylarca münazara formatı tartıştık eğer bize münazarayı sunma fırsatı vermezlerse, bunu yapmayacağız.
Hukuk fakültesinin dekanıyla münazaraya girdin ve kazandın.
Münâzara takımında.
Ve bu geceki münazarada ona desteğimi sunacağım.
Yarın münazarada tekmeyi basarsın kıçına.
İlk münazaramız tam bir hafta sonra. PAUL QUINN.
Başkalarının münazarasını seyretmek.
Bu gecenin münazarasında Harvard Üniversitesi
Bu münazaranın hepimiz için kritik olduğunu unutma.
Bugünkü başkanlık münazarasında sıradaki soru Başkan Riberaya geliyor.
Münazaradan sonra Castillonun önüne atlayan sen miydin?
Seçim münazarası var.