Examples of using Mırıldandı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir şeyler mırıldandı.
Susamış bir gül, Boynunu bükünce, Mırıldandı; Frederick, hortumu getir.
gecenin derinliklerine kadar bu melodiyi mırıldandı.
Tarafız olamadığı hakkında bir şeyler mırıldandı.
Biri ıslıkla çaldı, diğeri mırıldandı.
Hoşçakal sevgili prens'', mırıldandı.
Ben de bunun farkında idi,'' Holmes onun içinde kendini aşağı yerleşme diye mırıldandı koltuk ve gözlerini kapatarak.
İşimizi bitirdikten sonra bana baktı birkaç kelime mırıldandı, gözlerini yumdu ve.
Lütfen benim indeksi, Doktor ona bakmak,'' Holmes gözlerini açmadan mırıldandı.
Hım,'' Mrs. Medlock onu queer, tepkisiz az yüz bakıyordu diye mırıldandı.
Onu ikna etmeye çalıştım ama o… planları hakkında bir şeyler mırıldandı… bir arkadaşıyla.
Wi-Fi hakkında bir şeyler mırıldandı,- Hayır.- ama başka bir şey
Wi-Fi hakkında bir şeyler mırıldandı,- Hayır.- ama başka bir şey de var. sonra kanepede bir bütün tavuk yedi.
Wi-Fi hakkında bir şeyler mırıldandı,- Hayır.- ama başka bir şey de var. sonra kanepede bir bütün tavuk yedi.
Bana yüzüğü verdi ve sonrasında kalbinin sesini dinlemekle ilgili bir şeyler mırıldandı.
Bir gece, o yanımda uyuyordu ve, tatlım, bıyıklarını çok seviyorum diye mırıldandı.
Tufan Mükemmel'' diye bir süre sonra mırıldandı: alnına o camın üzerine eğildi.
Zavallı Ida ne olduğunu anlayamadı yeni bebeğe sarıldı ve mırıldandı:'' Nasıl da seviyorum seni.
Hafifçe mırıldanan bir gün çok yakında.
Hafifçe mırıldanan bir gün çok yakında.