Examples of using Mahmuz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Dostum, iki çeşit mahmuz vardır.
Çizmeler. Mahmuz eğilmiş.
Çizmeler. Mahmuz eğilmiş.
Dua et ki mahmuz giymiyorum.
Garsonlar eskiden mahmuz da takıyordu. Ama tam aşil tendonlarını hizasındaydı.
Yeryüzünde, bu uzun mahmuz dibine ulaşmak için ne kadar uzun bir dil olabilir?
Bu, uzunluk bir metrenin üçte biri kadar,… tam olarak çiçeğin altındaki mahmuz ile aynı uzunlukta.
En önemlisi de, çocuklarım ve karımla bile paylaşmamışken ailemin memnuniyetini birkaç mahmuz ya da düğmeye değişir miydim hiç?
Bana dedi ki,'' Lat, bu dünyada şu bir tek mahmuz dışında hiçbir şeyim kalmadı.
Depoda senin o mahmuz dansını gördüğümden beridir o hisse kapılmadım.
Sizi tanımıyorum. Mahmuz takıp zincir zırh kuşanmış bir erkek.
Küçük boynuz mahmuzların kimsenin ilgisini çekmiyor.
Mahmuzunu ver Westy.
Çelik mahmuzların horozları keseceğini söylüyor.
Atlılar, vurun mahmuzu atlara, kanatıncaya kadar!
Mahmuzları almak istemiyor musun?
Mahmuzu vuramadı; yoruluyor.
Şu mahmuzları çıkart!
Mahmuzlarını kullan.
Sefton neden mahmuzunu oraya saklamış?