Examples of using Mainedeki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hayatının anlaşmasını yapıyorum ve sen Mainedeki eski sevgiline mi kaçıyorsun?
Mainedeki grup evleri maalesef doluymuş ama Bostondan iki evle irtibata geçmemizi sağladılar.-
Eğer Bayan Sara Mooreu arayan olursa ona Bangor, Mainedeki otelinize yerleşeceğini söyleyin lütfen.
Bayan Novak,'' teorileriniz… Mainedeki erkekler üzerinde etkili olabilir.
Bu broşür John Nevins Andrews ile Paris, Mainedeki diğer Adventist ailelerin ihtida etmesini sağladı,
Kişinin zekâ seviyesine her eyaletin kendisinin karar verme hakkı vardır, müebbet hapis cezası alabilirken, aynı kişi Iowada normal denilerek gaz odasına yollanabilir. yani Mainedeki bir katil geri zekâlı denilerek.
Mainedeki daha iyi.
Mainedeki Robin Hood Kampına.
Mainedeki numaramız var sende.
Mainedeki üç kafalı ıstakoz.
Mainedeki evi mi diyorsun?
Mainedeki evinde ölü buldum onu.
Mainedeki kuzenim bana linkini gönderdi.
Mainedeki en iyi ıstakoz salatası.
Mainedeki teknelerin çoğu Angie ile anlaşmalı.
Mainedeki bütün yollar ıssız değil mi?
Batı Mainedeki göl evleri hakkında araştırma yapıyor.
Sana Mainedeki yazlığımın resimlerini göstermek istedim.
Angienin, Mainedeki teknelerin çoğuyla anlaşması var.
Gazetecilere göre Erikanın öldürüldüğü sırada ailesinin Mainedeki yerleşkesindeymiş.