Examples of using Mayın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Mayın Projesi, hatırladın mı?
Herhalde daha fazla mayın vardır.
B noktasında tıkanıklık var. Yola mayın döşemişler.
Bu mayın saçmalığına takmışsın.
Mayın, iki dakikadan az bir sürede Argoya ateş edecek.
The Claymore will fire on Argo in less than two minutes.içine mayın koyun.
brick them up, put landmines in them.O bölgeye mayın döşenmiş.
That whole area's mined.Chris, Mayın sahteymiş.
Chris, the landmine is fake.Her yer mayın dolu!
There are landmines everywhere!Cephanemiz azaldı. Ben de tek mayın kaldı.
We're low on ammo. I have got one Claymore.Türkiyenin güneydoğudaki Şırnak ilinde Cumartesi günü meydana gelen mayın patlaması sonucu şehit düştüler.
They died Saturday in a landmine explosion in Turkey's southeastern province of Sirnak.içine mayın koyun.
Put landmines in them.An8} Mantar Mayın.
Claymore Mushrooms.İngilizler Vestfjorda mayın döşemiş.
The British have mined the fjord.Sahada gizli bir yere mayın döşendi.
A landmine was placed under the playing surface.Daha önce sınırlara hiç mayın koymadık.
We never had landmines before.Bu yaparken çıkmaza girdiğim bir şey mayın kampanyası.
That's what I got stuck doing-- the landmine campaign.Seni koca yalancı… Burada mayın var!
You bigger liar… There are landmines here!Hesap makinesi sağlamalı mayın?
Calculator revised landmine.Çok komik değil mi? Mayın gibi?
They're like landmines. Isn't that hilarious?
