Examples of using Memlekete in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Biz birazdan memlekete gidiyoruz.
Eşimin cesedini gömmek için memlekete götürmek istiyorum.
Brezilyaya dönerim sonra da oradan memlekete bir uçak bulurum.
Askerlerin herkesi öldürüp memlekete dönmelerini diliyorum.
Sen şunu yanına al, memlekete giderken kullanırsın.
deli gibi memlekete koştum.
Ama manzara değişikliği yapmam gerekiyordu ben de memlekete geldim.
Gidiyorum Jep, temelli memlekete dönüyorum.
Onlar da hemen memlekete dönmüşler.
Belki de hiç bizim olmayan memlekete.
Memlekete dönmeli. Bir İngiliz okulunda İngiliz öğrencilerle olmalı.
Melike dedi:'' Şu bir gerçek ki krallar bir kente/bir memlekete girdiler mi, orada bozgun çıkarırlar; oranın onurlu insanlarını zelil-sefil ederler. İşte böyle yaparlar.
Melike dedi:'' Şu bir gerçek ki krallar bir kente/bir memlekete girdiler mi, orada bozgun çıkarırlar; oranın onurlu insanlarını zelil-sefil ederler.
Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar.
Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler
Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar.
Melike,'' Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının ulularını hakir hâle getirirler.( Herhalde) Onlar da böyle yapacaklardır'' dedi.
Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar.(
Memlekete gönderildi.
Memlekete gel.