Examples of using Meyveyle in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Köyden ayrıldı ve sınrsız meyveyle ziyafet verdi.
Sonuç olarak meyveyle çalışan Hammond sadece testislerini, penisini
bir sürü kıllı meyveyle geldi. cezbedici bir kız, Kaptan yanında tasma vurulmuş bir oğlan.
sonra meyveyle dolup taşan.
lobide bir dolu meyveyle, keman çalan maymun tipliler var mı?
Meyveyle ödeme almaya devam edersen bunları da biz almaya devam edeceğiz. Sonra görüşürüz.
Sanirim ilk baslarda gercek oldugunu sandi agacin bir gecede meyveyle dolup tastigini sandi sonra
İkisinde de her meyveden iki çeşit vardır.
Kâhyamız meyve toplaması için yeni bir kız getirdi.
Yumurta ve meyve kartonlarını tekrar kullanılmak üzere iade ediyorum.
Meyvelerden nefret eder.
Taze meyveye karşı savunmayı öğretmem gerek.
Meyveye ulaşırsan oyun biter kardeşim.
Onlara, istek duyup-arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol verdik.
Arenada o zehirli meyveleri çıkardığınız an ortaya çıkan bir sorunum var.
Meyveler yanmaya başlamışlar
Gerçek meyveden yapılmışlar. Yani o kadar fazla kalori yok içerisinde.
Zehirli ağacın meyvesi.'' Bunu bana sen öğrettin.
Snotlout, o meyveleri yiyebileceğinden pek emin değilim.
Gerçek meyveyle yapıldı!