Examples of using Mikroplarla in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
birbirlerine çok benzediklerini görürsünüz. ve bunları farklı bir hava dağıtım ünitesi içindeki mikroplarla karşılaştırırsanız esas olarak birbirlerinden farklı olduklarını görürsünüz.
you will see that they're all very similar şunu spreyliyor yemeklerini fazlaca kaynatıyor sürekli ellerini yıkıyor ve mikroplarla her türlü temastan kaçınmaya çalışıyor.
everybody's running around scrubbing this and spraying that and overcooking their food and repeatedly washing their hands trying to avoid all contact with germs.Mikroplarını ödünç almam gerek.
Mikropların kablolardan gelebileceğini biliyor muydun?
Did you know that the germs can come through the wires?İnsan mikrobu en kötüsü, değil mi?
Human germs are the worst, right?Belli ki, mikroplara karşı bağışıklık kazanmış.
Apparently he was immune to germs.Abi mikrobu!
Brother germs!Nezle ve grip mikropları sert yüzeylerde 48 saat yaşayabiliyor.
Cold and flu germs can live up to 48 hours on hard surfaces.Tüm mikroplardan değil.
Not all germs.Sen, sen, sen mikroplara inanıyorsun, değil mi?
You, you, you believe in germs, right?Mikroplardan ve hastalıklardan nefret ederim.
I hate germs and… Diseases.Mikroplara da dayanamaz!
Or germs!Mikrobu henüz bulamadın.
You haven't found the germs.Sen, sen, sen mikroplara inanıyorsun, değil mi?
You… you… you… you believe in germs, right?O mikroplardan korkuyor, sen de bağlanmaktan.
She's afraid of germs. You're afraid of commitment.Mikropları göremiyordu ama orada olduklarını biliyordu.
But he knew that they were there. He couldn't see the germs.Mikroplardan, İğnelerden, Süt,
Germs, needles, milk,Yani, mikropların ne kadar harika olduğumdan haberleri yok mu?
I mean, do germs not know how fabulous I am?Mikroplarını istiyor muyum sence?
Like I want your germs.Yoksulluk mikroplarını öldürüyorum.
I am Killing the germs of poverty.
