Examples of using Muhabir in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Muhabir: Normalde bana nasil yurudugunu goster. Evet.
Bazen muhabir olmak, asker olmaktan daha iyi değildir.
Muhabir: Aslinda yurumek oldukca zor.
Muhabir olmanın ne demek olduğunu iyi bilirim.
Muhabir: Yani ayaklarinizi yanlara dogru koymak zorundasiniz.
Muhabir olmanın ne demek olduğu konusunda kafamda iyi bir fikir var.
Ben bir sanatçıyım, muhabir değilim.
Luise artık bir foto muhabir.
Merhaba, Robert Black, serbest muhabir.
Valeria Velez, Pablo ile röportaj yapan ilk muhabir.
Valeria Velez, Pablo ile röportaj yapan ilk muhabir.
Muhabir sana dokunamaz.
Muhabir Bir ceset bulunduğu doğru mu, Bay Benfield?
Muhabir Lee Ji Su ölü bulundu.
Sen muhabir değilsin ki.
Sen muhabir değilsin.
Muhabir 2: Endişeleniyor musun Ve diğerleri.
Sen bir muhabir değilsin.
Bayan muhabir.
Muhabir misin?