Examples of using Napolyonu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şu anda ekranın solunda karşınızda endüstriyel mutfağın imparatoru hazır yemeğin Napolyonu Bay Tricatel var.
Bir dahaki yemek yiyişimizde kendinizi benim masamda bulabilirsiniz Batının Napolyonu.
Asla başaramayacak. O,'' Beef Wallington'' u ortaya çıkarmadan biz Napolyonu çıkarmalıyız.
III. William Napolyonu yendikten sonra denediği çabalara rağmen Amsterdamda gecekondu ve harabelerde yaşayan Aşkenazlar entegre olmaya karşı çıktı.
Doğrudan psikolojik olarak konuşuyor. Adam Worth 1800lü yılların sonlarında yaşayan meşhur bir suçluydu kendisinden suçluların Napolyonu olarak bahsedilir.
George. 18inci yüzyılda yaşasaydın, Napolyonu büyük bir mareşal yapardın.
George. 18inci yüzyılda yaşasaydın, Napolyonu.
Diamantina, Napolyondan nefret ettiği için gelmek istemiyor.
Çünkü Napolyondan nefret ediyor.
Napolyonla ortak bir noktanız varmış gibi gözüküyor.
Napolyonda Frasier kompleksi olduğunu düşünmeye başladım.
Bu Napolyondan bile iyi.
Napolyondan alıntı yapmak için biraz fazla uzunsun.
Britannia Napolyondan korkuyor?
Napolyonla da tanışmış mıydın?
Napolyonla savaşırken ölsem daha iyi.
Dantes Napolyondan bir mektup getirmişti. Anlamıyorsunuz.
Dantes Napolyondan bir mektup getirmişti.
Dantes Napolyondan bir mektup getirmişti. Anlamıyorsunuz.
Mehmette Napolyonda olan şey var.