Examples of using Nasıl görüyorsunuz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Buranın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Kendinizi nasıl görüyorsunuz?
Bu meseleyi nasıl görüyorsunuz?
SETimes: Arnavutluktaki rekabet yasasını ve uygulanmasını nasıl görüyorsunuz?
Ön lastiği arka taraftan nasıl görüyorsunuz?
Üçünüzü bir arada çalışırken nasıl görüyorsunuz?
SETimes: Kuzey Kosovaya adalet sisteminin getirilmesini nasıl görüyorsunuz?
SETimes: Kosovanın geleceğini bir bütün olarak nasıl görüyorsunuz?
SETimes: Bosna ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
SETimes: Bu diyaloğun sonunu nasıl görüyorsunuz?
Gelecekteki gelişmeleri Arnavut dış politikasının bakış açısından nasıl görüyorsunuz?
Bugünkü banka sisteminin sağlık durumunu nasıl görüyorsunuz?
Bakanım, efendim. Bankacılık sistemimizdeki durumu bugün nasıl görüyorsunuz?
Size bir soru sorayım, kendinizi nasıl görüyorsunuz?
SETimes: Kosovadaki Sırp toplumunun geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Söyleyin bana Prenses, geleceğinizi nasıl görüyorsunuz?
Kosovanın bu Avrupa-Atlantik yapılarına entegrasyonu olasılığını nasıl görüyorsunuz?
SETimes: Kosovanın genel olarak şansını nasıl görüyorsunuz?
bu yarışı nasıl görüyorsunuz?
Söyler misiniz, Ekselans, Paradorun geleceğini nasıl görüyorsunuz?