Examples of using Nike in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Nike ile sponsorlukları vardır ve sonunda seni yakalarlar.
Her neyse. Neyse Nike Cuma günü hastanede olacak.
Her neyse. Neyse Nike Cuma günü hastanede olacak.
Nike pazarlama başkanının dediği gibi;
Nike, Adidas vesaireyle anlaşmalar.
Kate bunu Nike vermiş demek.- Çanta anahtarı.
Kate bunu Nike vermiş demek.- Çanta anahtarı.
Nike logosunu turuncu mahkum tulumuna koymanın zor olduğunu söylediler.
Nike logosunu turuncu mahkum tulumuna koymanın zor olduğunu söylediler.
Bunlar Nike. Ve yelek Tommyden.
Ben de alt tarafı gidip Nike söyleyeceğim.
Altmış papel. Bir adet Nike çanta.
Kurtarmanın makul olmadığını Nike söyledim.
Bir benzin istasyonunda, Nike çalarken!
Bavul anahtarı. Kate Nike güvendi yani.
Ben de Olimpos Genelkurmay Başkanı Nike.
Açlıktan ölmek üzere olan bir sürü Çinli çocuk… Nike ayakkabı yapmak için enerji tüketiyorlar… ve bu menü için canlarını verirler.
Bu delilik. Kendi Nike ayakkabısı olan pek sanatçı yok.
Bu delilik. Kendi Nike ayakkabısı olan pek sanatçı yok.
Nazarethin yıldızı Sean Pearsonla eşleşti. William oyuna girip, arkadaşı ve Nike kampında odasını paylaştığı.