Examples of using O takımı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
O takımı her giyişinde senin paranı nasıl aldığımı hatırlayacaksın.
Every time you put on that suit, you will think of me taking your money.Düğün için o takımı getirmeme gerek yoktu. Çünkü Tomun benim ölçümde bir yedeği var.
I needn't have bought that suit for the wedding, because Tom's got a spare one in my size.O takım satıldı, efendim.
That suit is sold, sir.Bu gece gri takımını giy o takımın içinde hep güzel görünüyorsun.
Wear your gray O takıma bir saat önce ihtiyacım vardı benim!
I needed that team here an hour ago!O takım gülünç.
That suit is ridiculous.O takım.
That team.O takımın içinde sen.
You in that suit.O takımın şehre 12 saatten önce girip çıkmasını istiyorum.
I want that team in and out of the city in less than 12 hours.Ve o takım, onu yedi yıldır hiç giymedin.
And that suit, you haven't worn O takımın güçlü oyunculardan başka bir şeyi yok.
That team has nothing but strong players.Hâlâ o takım duruyor.
Still got that suit.O takımın güçlü bir kadrosu vardır.
That team has a strong lineup.O takım pahalı görünüyor.
That suit looks expensive.O takımın güçlü oyuncuları var.
That team has strong players.O takımın içinde Jackie Kennedy gibi hissettim.
I felt like Jackie Kennedy in that suit.O takım rakibini aşağılar, ama kaybetmiştir.
That team humiliates its opponent, but they have lost.O takım, çantayla beraber mi geldi?
That suit, did O takım biz olabiliriz.
That team could be us.
