Examples of using Okşamak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Başını okşamak istiyorum.
Saçlarımı okşamak, öpmek, ne kadar iğrenç bir hikâye.
Kambur okşamak uğur getirir.
Okşamak, evet.
Zayıf herifler tombul ayak bileklerimi okşamak ve göbeğimden biftek yemek istiyorlardı.
Poponu okşamak herkese'' evet'' demen için yeter!
Hadi. Okşamak, evet.
Hayvanları okşamak bizi rahatlatır.
Yine söyledi!'' Okşamak'' mış! Kim kullanır ki bunu?
Hala kafamı okşamak istiyor musun?
Bir kadının yumuşacık cildini okşamak.
Sears Kulelerindeki dev ekranı okşamak sayılmaz.
Üç buçuk. Ama okşamak yok.
Bu bir sevgiyi okşamak gibi.
Ama biraz daha okşamak gerekiyor.
Bir kadının bacağını okşamak gibi.
Tek yapman gereken lambayı okşamak.
Bir koala ve fili okşamak.
Bir koala ve fili okşamak.
benim ilk içgüdülerim poposunu okşamak olmadı.