OLDUĞUM BU in English translation

• is
• that i
• this i
• i have

Examples of using Olduğum bu in Turkish and their translations into English

Ne olduğum bu duvarların içinde yatıyor.
What I am lies within these walls.

Tek sahip olduğum bu kitap.
All I have is this book.

Molada içmek üzere olduğum bu biraya da mı engel olacak?
Take away the beer… that I'm about to drink on my break?

Sahip olduğum bu şey.
It's this thing I have.

Sahip olduğum bu bilgiyi elde etmesini engellemenin tek yolu… benim ölmem.
There is only one way to prevent him from gaining the knowledge I possess.

Tüm sahip olduğum bu. Çek kılıcını!
This is all I have. Get your sword!

Tüm sahip olduğum bu. Çek kılıcını!
Get your sword! This is all I have!

Yapmakta olduğum bu.
It's what I do.

Tek sahip olduğum bu, dostum, zaman.
It's all I got, pal, time.

Tüm sahip olduğum bu. Dört…- Üç.
Three… Four…- That's all I got.

Artık bulmuş olduğum bu ışığa hasrettim her zaman.
Always long for the light which I have found.

Görmüyor musunuz? Olduğum bu şey, tedavi.
Don't you see? What I'm becoming, this is the cure.

Görmüyor musunuz? Olduğum bu şey, tedavi?
What I'm becoming, this is the cure. Don't you see?

Bütün sahip olduğum bu. -Neredeyse.
Almost. That's all I have.

Bütün sahip olduğum bu. Evet.
Yeah. That's about all I got.

Hayır, tüm sahip olduğum bu. Ama sen.
But you, uh… No, that's really all I got.

Hayır, tüm sahip olduğum bu. Ama sen.
No, that's really all I got. But you.

Size vermiş olduğum bu kayıtlarla Spencerin peşinden mi gideceksiniz?
Are you going to go after Spencer with the evidence I'm giving you?

Hayır, tüm sahip olduğum bu.
No, that's really all I got.

Çünkü tek sahip olduğum bu.
Because this is all I got.