OMLET in English translation

• omelet
• scrambled eggs
• frittata
• omelets
• like omelettes
• quesadillas

Examples of using Omlet in Turkish and their translations into English

Omlet yapabiliyorum, ama o kadar.
I can scramble eggs, but that's about it.

Zeytinyağı omlet gibi özel yemekler içindir.
Olive oil is for special foods like omelettes.

Dışarıda perileri omlet yapıp yiyen büyücüler var.
There are warlocks out there that eat fairies in omelettes.

Omlet için teşekkürler.
Thank you for the omelet.

Kahvaltıda omlet sevdiğimi unuttun mu?
Don't you remember, I like omelettes for breakfast?

En güzel omlet peynirini Anjali yapardı.
Is Anjali who makes the real cheese omelettes.

Sizin için omlet yapabilecek insanlar var, Bay Başkan.
There are people who can make an omelet for you, Mr. President.

Bir bakalım, kendine omlet börek ve kek almışsın.
I see you took the omelette, the waffles and the flapjacks.

Hâlbuki sadece omlet yediğimi bilir.
She knows I only eat scrambled.

Pastırmalı ve peynirli omlet. Adam başı 6,95.
Ham-and-cheese omelettes.

Omlet için teşekkürler.
Thanks for the pancakes.

Singh omlet insanıdır!
Singh the omelette boy!

Omlet nasıl?
How's the omelet?

Omlet veya başka birşey.
Gnocchi or something.

En sevdiğimiz yemekler omlet peynirli makarna, beyaz ekmek.
Our favorite foods are scrambled eggs, macaroni and cheese, white bread.

Ne hayat omlet ne de insanlar yumurtadır.
No. Life is not an omelet. And people are not eggs.

Omlet barını kaçıracaksın.
You're gonna miss the omelet bar.

Omlet hakkında bir, iki şey öğretebilirim.
I can teach you a thing or two about omelets.

Omlet yapıp, bir şişe şarap açtım.
I made an omelette and opened a bottle of wine.

Omlet yapmak kadar kolay olsaydı herkes denerdi.
If it was as easy as making an omelette, everyone would try it.