Examples of using Omurgasız in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Omurgasız politikacılar ittifak sağlamak için… hipnotize edici şekilde eski bir içgüdüyü sikiyor…
Bu lezzetli omurgasız, Arşimet Gölünün en obur dip balıklarındandır
Ortalığı karıştırmak istemiyorum… Sizi omurgasız yaratıklar! Evet, aslında olup biten… Rhodes!
Bu lezzetli omurgasız, Arşimet Gölünün en obur… dip balıklarındandır ve şu anda sağ tarafınızda… görmekte olduğunuz deniz tarlasının müdavimlerindendir.
Almanya uyuyan bir dev. Ülkemizi aramızdaki omurgasız sahtekarlardan ve Versay suçlularından temizlediğimizde bir kez daha büyüklüğümüzü göstereceğiz.
mikroorganizmalarda kullanıldığında bulaşıcı hastalık omurgasız vektörleri, bakterilerle ilgili virüslerdir.
Bu omurgasız arkadaşım cesaret edemiyor ama sen insanların küçük boyutlarından, yapısız doğasından ve doğuştan gelen erkeklik
Seni internette bulmadan önce, omurgasız, mızmız kendini odasına kilitleyip duygularını açan bir karmaşadan başka bir şey değildin.
balığı ve suya ait omurgasız avını suyun altında takip edebilir.
Al Bundy, hayatının en büyük hatasını yapıyorsun. Sadece beyinsiz, omurgasız, beceriksiz biri olduğunu
BUDALA aşısının saha deneyini bizzat yürütmeyi talep ediyor. her nasılsa cesurlaşmış ve şu an St. Louisde omurgasız bilim adamımız Bizim mülayim.
solucanlar ve yumuşakçalar gibi birçok omurgasız hayvan bulunmaktadır.
şey o laptop olur! Seni omurgasız, ağlak, küçük taşaklı erkek müsfettesi!
Şu küçük omurgasız canlılar… işin çoğunu yapıyor, enerjinin çoğunu dönüştürüyor… malzemenin çoğunu kurtarıyor…
Küçük ölü bitkilerde bu süreç büyük ölçüde toprak omurgasız faunası tarafından yürütülmektedir,
sürüngen ve omurgasız türlerinin evidir.
Kont Georg zu Münsterin yardımıyla Almanyadaki omurgasız fosilleri resimlemek amacıyla Petrefacta Germaniae( 1826-44) adlı önemli eserini yayımladı
aşırı omurgasız veli, diğer iki ya da üç arkadaş işletmeler, bir otelde bir oda hizmetçisi il,