Examples of using On bin dolar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Biletimi ödedi. On bin dolar.
She pay ticket. Ten thousand dollar.Kelly bu atışı yaparsa on bin dolar kazanacaksın.
So now if Kelly makes this shot, you win $10,000.On bin dolar bundan daha ağır olur diye düşünmüştüm.
I thought ten grand would be a lot heavier than this.On bin dolar. Yaklaş.
Taşınma masrafları için sana on bin dolar vereceğim.
I'm gonna give you a ten thousand dollar moving fee.Sana on bin dolar vereceğim ve sen de Xanden uzak duracaksın.
I give you ten grand, and you agree to stay away from Xan.Bunun için sana on bin dolar vereceğim.
I will give you ten thousand dollars for it.Sana on bin dolar vereceğim ve sen de Xanden uzak duracaksın.
And you agree to stay away from Xan. I give you ten grand.Çarın koleksiyonundan bu nadide parça için on bin dolar.
Ten thousand dollars for this item from the czar's collection.Sana bunun için on bin dolar verecek.
He will give you ten grand for it.Gerçekten harika. On bin dolar.
Sure is wonderful. Ten thousand dollars.Belki on bin dolar veya… buna yakın bir miktar.
Maybe $10,000 or something like that.On bin dolar.
Ten grand it is.Zengin oldun! On bin dolar.
Ten thousand dollars. You rich!Ne zamandan beri barda on bin dolar sakladın?
Since What did you have $10,000 stashed at the pub?Ona yeni paradan on bin dolar ver.
Give him ten grand from the, uh, new cash.Eğer onu bulursak… on bin dolar.
Ten thousand dollars if we find her?Papitonun rakibine on bin dolar.
Ten grand on Papito's opponent.O, satışta on bin dolar kar etti.
He made a profit of ten thousand dollars on the sale.On bin dolar değerinde değildi, ha?
He was not worth ten grand, huh?
