OREGONDAKI in English translation

in oregon
oregonda

Examples of using Oregondaki in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
bir arada bulunma hakkımız var, ancak bu hak Clackamas, Oregondaki alış veriş yapan gruba ve Aurora, Coloradodaki sinema izleyicilerine tanınmadı.
that right was denied shoppers in Clackamas[Town Center in Happy Valley], Oregon, and moviegoers in Aurora, Colorado.
Krustynin karakteri, Simpsonların yaratıcısı Matt Groeningin Portlandda büyürken izlediği Rusty Nails olarak bilinen Portland, Oregondaki bir televizyon palyaçosuna dayandırıldı.
Krusty's character is based on a television clown from Portland, Oregon called Rusty Nails, whom The Simpsons creator Matt Groening watched while growing up in Portland.
Yani, eeee git güzelce öğren bakalım kız phoenix,… ve şu Oregondaki çocuk hakkında ne biliyor.
So, uh… Go make nice. See what she knows about Phoenix and this Curtis kid from Oregon.
Silah müfrezelerine, daha sonra Binbaşı rütbesinde Portland, Oregondaki Askere Alım Merkezine komuta etti.
weapons companies in the 1st Marine Regiment, then served at Recruiting Station Portland, Oregon, as a major.
Hanna 3 yaşına geldiğinde aile, babasının Balm Creek Damda çalıştığı Oregondaki Baker Citye geldi.
When Hanna was three years old, the family moved to Baker City, Oregon, where his father worked on the Balm Creek Dam.
Tam olarak babanın ateş diye bağırdığı anda… Portland, Oregondaki bir çocuk yanmış.- Ne?
What? At the precise moment your dad was shouting"fire"… a kid in Portland, Oregon was burned… by some bizarre wall of flame shooting from his locker?
Pekâlâ bakın, bu müritlerin Jamestown, Manson, Cennetin Kapısı… ve hatta Oregondaki Rajneeshpuram tarikatlarından bir farkı yok.
Heaven's Gate, even Rajneeshpuram in Oregon. All right, look, The Believers, they're just like Jonestown, Manson.
Siz ancak bu fevkalade askeri… siz onun ruhunu idam ediyorsunuz! sanırsınız ama ben derim ki… kuyruğu bacaklarının arasında Oregondaki evine gönderdiğinizi!
You think you're merely sendin this splendid foot soldier back home to Oregon with his tail between his legs, but I say you are executin' his soul!
Tahrip olmuş ekosistemlere Öncelikli su hakları olanlarla Montanadaki bira üreticileriyle, Oregondaki oteller ve çay şirketleriyle, ve Southwestteki çok su kullanan yüksek teknoloji ürünü şirketleriyle bağladık.
We have returned more than four billion gallons of water We have connected senior water rights holders with brewers in Montana, with hotels and tea companies in Oregon and with high-tech companies that use a lot of water in the Southwest.
Bu Newtowndaki bir ilkokulda oldu, Oregondaki bir alışveriş merkezinde, Wisconsindeki bir ibadethanede,
Whether it's an elementary school in Newtown, or a shopping mall in Oregon, or a temple in Wisconsin,
Portland, Oregondaki polis sözüm ona'' Çantalı Katile'' 11 ay önce ilk altı kurbanını parçalayıp bir çantaya yerleştirdiğinden beri onu yakalamaya hiç bu kadar yakın olmamıştı.
In February, 1996, the police in Portland, Oregon were no closer to finding the so-called Suitcase Killer than they had been 11 months earlier when the first of his six victims was found-- dismembered and stuffed inside a suitcase.
Yılında, saygın bir kuruluş olan James Beard Foundation tarafından verilen Kuzeybatı Amerika En İyi Şef Ödülü Portland, Oregondaki'' Pok Pok'' restoranından şef Andy Ricker e, Güneybatı Amerika En İyi Şef Ödülü ise Las Vegastaki'' Lotus of Siam'' restoranından şef Saipin Chutima ya gitmiştir.
In 2011, the James Beard Foundation Award for Best Chef in the Northwestern United States, was presented to Andy Ricker of restaurant"Pok Pok" in Portland, Oregon, and for Best Chef in the Southwestern United States to Saipin Chutima of restaurant"Lotus of Siam" in Winchester, Nevada.
Oregonlu bir adam dokuz yıl önce birisini öldürdüğü suçlamasıyla bugün mahkemeye çıkartıldı.
An Oregon man is being arraigned today on charges he killed a man nine years ago.
Oregonlu ölü kaldırıcı olduğunu düşünüyorlar.
They figure it's the Oregon Undertaker.
Koordinatlar Eugene, Oregonun hemen dışını gösteriyor.
The numbers point to a spot on the outskirts of Eugene, Oregon.
Biz aslen Oregonluyuz, bilmek istersen.
We're from Oregon originally… F.Y.I. Oh.
Oregonun Roadkill ilçesinde küçük bir kereste kasabası.
A small lumber town in Roadkill County, Oregon.
Ama Oregonu çok sevmiştim.
But I did like Oregon.
Oregonun Eugene şehrinden Ziyaretçilerle ilgili acayip bir haber geldi.
Some crazy V news out of Eugene, Oregon.
Oregonun teklifi çektiğini biliyorum.
I know Oregon pulled their offer.
Results: 76, Time: 0.0269

Oregondaki in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English