ORGANLARA in English translation

parts
yarı
kısmen
bir parçasi
kısmı
bir parçası
bölüm
rolü
dahil
tarafı
bölümünü

Examples of using Organlara in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Lenf bezlerinin yanı sıra bu karanlık bölgeler gösteriyor ki karaciğer ve diğer organlara da yayılmış.
Apart from the lymphatic system, these dark areas show it's moved through into the liver and several other organs.
Kurşunlar hayati organlara zarar vermemiş.
because they didn't hit any vital organs.
Kalbinize ve beyninize Kısaca vücudunuzu soğutuyorlar ve kan önemli organlara geri çekiliyor.
Basically, they cool your body, and blood goes back to vital organs your heart and your brain.
Dediklerine göre 6 günde… güneş batmadan evvel deri o kadar çekermiş ki… kaburgalar kırılır ve iç organlara zarar verirmiş.
Six days, they claim, that the ribs collapse, piercing vital organs within. before the sun shrinks the leather so tight.
Ama şimdi kan yoluyla bütün lenf sistemine yayılmış… neredeyse bütün iç organlara saldırıyor.
But now there's been a blood-borne spread through the lymphatic system, attacking almost all internal organs.
Ama şimdi kan yoluyla bütün lenf sistemine yayılmış… neredeyse bütün iç organlara saldırıyor.
Through the lymphatic system, attacking almost all internal organs. But now there's been a blood-borne spread.
Stres altındayken kaslara, bağlara, omurgaya, fasyaya ve organlara bağlı bir enerjiniz vardır.
And spine and fascia and organs when you're under stress. You have energy that's bound up in the muscles and ligaments.
fasyaya ve organlara bağlı bir enerjiniz vardır.
spine and fascia and organs when you're under stress.
aşırı kan pıhtılaşması aktivasyonu, organlara kan akışını engelleyebilir ama çelişkili bir biçimde kanama riskini de artırabilir.
may obstruct blood flow to organs and paradoxically increase the bleeding risk.
Böbrek veya sindirim yolları gibi organlara olan kan akışının zayıflığı böbrek yetmezliği
Poor blood flow to organs such as the kidneys and gastrointestinal tract may
En azından, deniz aşırı ülkelerde organ bekleyenler için taze organlara sahip olabiliriz.
At the very least, we ought to have a fresh supply of organs for our friends overseas.
Drenaj tüpüne yol göstermesi için ultrason kullanacağım. Böylece organlara zarar vermemiş olacağız.
I'm gonna use the ultrasound to guide the drainage tube so we avoid the organs.
Her şey beynine bağlıdır, Tüm yaşamsal organlarınız, Omurga tüm organlara gelen sinirlerin hepsine sahiptir.
Everything is connected to your brain, all of your vital organs, spine has all of the nerves coming into all of the organs.
kandaki proteinlere bağlanır ve iç organlara, saça, tırnaklara yerleşir.
binds with proteins in the blood and deposits itself in the organs, hair, nails.
Kalp krizi sanırsınız ama vücut organlara savunma için oksijen gönderiyordur.
But the body is just sending oxygen to organs that need it for defense. You think it's a heart attack.
Bu hastalıklar yaşamın ilk beş senesinde ortaya çıkarsa, o organlara kalıcı olarak hasar verirler.
the ears, the chest and the skin that, if they occur in the first five years of life, permanently damage those organs.
ekonomi konularındaki ufak çaplı yasa ihlallerinin çözüme kavuşturulmasına ilişkin sorumluluğu idari organlara verirken, diğer yandan
slight violations in traffic, customs, financial and economic operations lies with administrative bodies, while ensuring constitutional
Çinde mahkûmların, böbrekleri, ciğerleri ve kalplerine kadar düzenli bir şekilde alınıyor, öyle ki Çinlilerin organ nakli ameliyatlarının 3 tanesinden 2si idam edilen bir suçludan alınan bu organlara güvenilerek yapılıyor.
In China, prisoners are stripped of their kidneys, livers, and hearts so regularly that two out of three Chinese transplant operations rely on an organ removed from an executed criminal.
bağırsak duvarı yoluyla kan dolaşımına ve organlara girebilir.
1.5 μm) could enter the bloodstream and organs, via the intestinal wall.
Seks organlarımız müzik aletleri gibidir.
Our sex organs are like musical instruments.
Results: 93, Time: 0.0317

Top dictionary queries

Turkish - English