ORTAKLARLA in English translation

partners
ortak
ortaklık
arkadaşı
associates
ortak
yardımcı
arkadaşım
şirk koştuklarından
ilişkilendirdiğimiz
ortak koştuklarından yücedir
shareholders
hissedar
ortağım
hisse
paydaşı

Examples of using Ortaklarla in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ortaklarla aynı katta olman için bir sebep yok. Seninkine.
On the same floor with the owners. There's no reason for you to be.
Ortaklarla aynı katta olman için bir sebep yok. Seninkine.
There's no reason for you to be on the same floor with the owners. Yours.
Ortaklarla konuştun mu?
You talked to the partners?
Ortaklarla konuştum.
Told the partners.
Ortaklarla ilgili kötü bir geçmişim var.
I have a bad history with partners.
Saat 9.00da ortaklarla toplantınız var.
You have a meeting with the partners at 9:00 a.
Manzaran, iki masan var, ortaklarla aynı kattasın.
You have a view, two desks, you're on the same floor as the partners.
biz konuşurken o ortaklarla tanışıyor.
meeting with the partners as we speak.
Ofisimde, ortaklarla birlikte.
My office, with the partners.
An2} Maaşımın geri kalanı, diğer ortaklarla paylaşılacak.
With the rest going to all my partners to share.
Yalnızca buradaki ortaklarla.
Just the partners here.
Diğer bütün doğulu ortaklarla karşılaştırıldığında Moldova, AB ile bir DCFTAnın en hevesli destekçisi.
Compared to all the other eastern partners, Moldova is the most enthusiastic supporter of a DCFTA with the EU.
Özel sektördeki ortaklarla birlikte Birleşik Devletler,
Along with partners in the private sector, the United States,
Sonuç olarak, biz bazı ortaklarla orada bir restoran açmaya karar verdik.
Recently tried to open a restaurant there. As a matter of fact, some partners and I.
hükümet koalisyonu kurma konusunda olası ortaklarla istişarelerini sürdürüyor.
has been consulting with possible partners about forming a government coalition.
Onların maliyet dağıtım modeli, büyük maddi darbeler almadan işe başlamamızı sağladı ve bize yerel ortaklarla temas kurmamızda yardım etti.'' dedi.
Their model of cost distribution made it possible to begin work without taking big financial hits," she said,"and helped us establish contacts with local partners.
Europol ve diğer ortaklarla sergiledikleri işbirliği sayesinde mümkün oldu.
work of the Bulgarian authorities and their co-operation with Europol and other partners.
Bu durum artık yaygın olarak kabul görmektedir ve bu sorunu ele almak için ulusal ve Avrupalı ortaklarla çalışmak önceliklerimiz arasında bulunmaktadır.
This is now widely recognised, and we are committed to working with our national and European partners to address this issue.
Dünya Bankasının Makedonyadaki temsilcisi Markus Repnik de Bankadan diğer uluslararası ortaklarla işbirliği içinde bütçe açığının kapatılmasına yardım teklifinde bulundu.
The World Bank's representative in Macedonia, Markus Repnik, also offered the Bank's help in patching the budget deficit in co-operation with other international partners.
Müttefikler ve başta bölgedekiler olmak üzere diğer ortaklarla birlikte çalışma da dahildir.
other options against air attacks, working with Allies and partners, especially those in the region.
Results: 112, Time: 0.0259

Top dictionary queries

Turkish - English