Examples of using Oslodan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tüberküloza yakalanınca, nişanlısından ayrılmış ve… Oslodan, gazeteciliğe başladığı yere,… Norveçin kuzeyinde küçük bir kasabaya taşınmış.
Tüberküloza yakalanınca, nişanlısından ayrılmış ve… Oslodan, gazeteciliğe başladığı yere,… Norveçin kuzeyinde küçük bir kasabaya taşınmış.
Sefere katılanlar 10 Kasım 1956 tarihinde Polarsirkel ve Polarbjorn adlı iki büyük gemi ile Oslodan yola çıktılar.
Sanırım kendisi Oslodan ve hareket hastalığı hakkında bir teorisi var. Görüşünle,
On iki yaşındaki o çocuğu annen ve baban Oslodan uzaklaştırmak zorunda kaldı. Yeraltı örgütünün, kendi halkını Gestapoya ispiyonlayanlara ne yapacağını biliyorlardı.
Şu anda tam olarak 273 yarışmacı, Oslodan Minskden, Londradan,
bir kargo gemisi Portland, Mainee gitmek üzere Norveç, Oslodan ayrıldı.
Harika, yani bu geceden itibaren Oslodan Atinaya kadar her yerde olabilir.
nişanlısından ayrılmış ve… Oslodan, gazeteciliğe başladığı yere, Norveçin kuzeyinde küçük bir kasabaya taşınmış.
Oslodan geldim.
Oslodan haberleri gördüm.
Oslodan yeni haberler geldi.
Oslodan bir galerici beni aradı.
Oslodan bir haber aldın mı?
Oslodan kurtarılan her şey buraya gönderildi.
Oslodan gelen müfettişler insanları yeniden sorguluyorlar.
Oslodan Bækmarksbroya uzanan o uzun yol boyunca.
Küçük Fagernes kasabasındayım, Oslodan yaklaşık üç saat uzakta.
Oslodan gelen E307 uçağı 4 saat önce iniş yaptı.