Examples of using Osurmak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Konuşma telefon kulübesinde osurmak gibiydi. Ne oldu?
Etrafta osurmak yok!
Konuşma telefon kulübesinde osurmak gibiydi. Selam.
Ama bugün osurmak yok.
Burada osurmak için bile yer yok.
Kıça pudra sürmek, osurmak ve görmek gerekiyordu.
Artık fabrikada çalışmadığı için suratına osurmak yasak.
tüm eleştirilerinin ardından, osurmak Kanadayı kurtardı.
Selam. Konuşma telefon kulübesinde osurmak gibiydi.
Selam. Konuşma telefon kulübesinde osurmak gibiydi.
osuruk kavanozuna osurmak.
Ve bunun anlamı; osurmak yok, burnunu karıştırmak
eninde sonunda osurmak zorundasın.
yani… Osurmak zorundayım, Evet, yapmamanı tercih ederim.
İşim bittiğinde, Riley o kadar iyi görünecek ki… diğer çocuklar kendi giysilerine bakıp osurmak isteyecek.
Gönüllü oldum. Umarım salya akıtmak ya da osurmak gibi rezil bir şey yapmamışımdır.
Gönüllü oldum. Umarım salya akıtmak ya da osurmak gibi rezil bir şey yapmamışımdır.
Tüm yapman gereken, osurmak ve sonrasında zaten ziyaretçiler gelecektir.
Aslında, ona osurmak denmez, organları çürüyor
Aslında, ona osurmak denmez, organları çürüyor