Examples of using Osuruğunu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Için bile, bir insan oda arkadaşlarımızın osuruğunu 14 gün sonra sırf hava alabilmek kokladığımız eğlenceyle dolu,
Yanlış hatılamıyorsam, osuruklar içinde hem de.
Neden insanlar kendi osuruklarını koklamayı sever?
Osuruğun komik olmadığı bir gün yaşanmamıştır.
Osuruklardan bahsetmemek de şartlardan biriydi.
Osuruklu ihtiyar!
Şimdi onları sıkıştırmak zorundayım küçük osuruklar gibi onları biraraya dizebilmeden önce.
Seni buradan bir salyangozun osuruğu kadar hızlı şekilde göndermek istiyor.
Osuruğumuzu… nasıl yakacağımızı bize öğreten oydu, hatırladın mı?
Ben hayatım boyunca osuruğumu hep o kanepenin dibine verdim!
Eğer bu osuruğu daha fazla tutarsam geleceğin ne getireceğini biliyorum!
En iyi osuruğum için esinlendiğim tek şey!
Bu osuruğa gülmeyeceğim demek değil.
Osuruğun kokusunu çok fena yapar.
Belkide bana söylediğin osuruktan ufak bir esinti istersin.
Suratına elma suyu osurukları göndermeye başlamadan önce beş saniyen var!
Osuruğuna çakmak tutuyordu ve şeftalisi tutuştu.
Osuruklarım acısın istiyorum!
Tomun osurukları her zaman patates gibi kokar.
Brokoli osuruğun şekle bürünmüş hali.