Examples of using Oyuk in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şu yerdeki oyuk var ya senin başın çarpınca oldu.
Sonunda bir oyuk yaptım!
Görünüşe göre oyuk yaklaşık 8 aylık.
Mücevher yapmak için kullanılan oyuk taşları mı kastediyorsun?
Oyuk zamanı. Pekâlâ.
Bu oyuk olmalı.
Oyuk yanaklar. Sıska boyunlar, şişkin gözler.
Onlar oyuk ve boş. Devler boşmuş.
Onlar oyuk ve boş. Devler boşmuş.
Ordu benim. Oyuk Yer Altı'' teorisi deniyor.
Ordu benim. Oyuk Yer Altı'' teorisi deniyor.
Çapak, oyuk, parlak nokta, her neyse… senin için orada.
Çapak, oyuk, parlak nokta, her neyse… senin için orada.
Çapak, oyuk, parlak nokta, her neyse… senin için orada.
Oyuk Taş Kralı.
Bu oyuk değil.
Onlar oyuk ve boş.
Büyük girdaplı oyuk olmadan, büyük girdaplı oyuk atlayışı da olmaz.
Birinci yoruma göre dünya yumurta kabuğu gibi oyuk.
Hayır, kendisine oyuk demek istedim.