Examples of using Parşömenin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Thotun Parşömenini yakmalısınız!
Adelmo parşömeni Berengara verdi.
Thotun Parşömeninin seni yaşama döndüreceğini biliyordum.
Kambur Adelmonun bu parşömeni Venantiusa verdiğini gördü.
Parşömene dik dik bakarak mı?
Erdemler parşömeni denilen bir şeyi arıyoruz.
Şu parşömendeki yazılar runik alfabeden.
Ve bir yıl sonra parşömeni Charles Shotwella beş dolara satar.
Parşömeni kurutacaksınız, mürekkebi dağılacak.
Carmarthen Parşömenini neredeyse çevirdim sayılır.
Ben, parşömendeki kadını ilk gördüğümde ağlamıştım.
Ve parşömeni A.J buldu.
Bu parşömende ne yazdığını bulalım.
J parşömende bir şey gördü dedin.
Tunguska parşömenini verin!
Sence parşömeni şuan bana göstermek ister mi?
Sevgilimin bulduğu parşömeni görmek ister misin?
Ama parşömende bedeni değiştirin yazıyordu.
Penny A.J. nin parşömende bir şey gördüğünü söylemişti.
Hissizlik Parşömenini hatırlıyor musun?