Examples of using Patrickle in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Patrickle oyna, tamam mı? Kaba olma.
Go play with Patrick, okay? Don't be rude.Önce Patrickle konuşmam gerek.
I need Christy, Patrickle nasıl gidiyor?
Christy, how's it going with Patrick?Patrickle nasıl gidiyor?
How's it going with Patrick?Patrickle tatil yaparız diye mil biriktiriyordum.
I was saving up Sen neden Patrickle birlikte değilsin?
Why aren't you with Patrick?Patrickle randevunuz mu vardı?
You have an appointment with Patrick?Kafam karıştı Çok… Patrickle ilgili.
I screwed up… huge… with patrick.Ailem bu yıl gelemiyor, bundan dolayı Patrickle gitmeme izin verdiler.
My parents can't come this year so they're letting me go with Patrick.Çocuklar bu mülkü araştırsınlar, sonra Patrickle yarın konuşurum.
I will get the boys sonra ben yarın Patrickle konuşurum.
then I will talk to Patrick tomorrow.O sıralar, Stephanie fikirlerini paylaştığı Patrickle tanışmış.
Around that time, Stephanie met a like mind in Patrick.Az önce Patrickle konuştum.
I just spoke to Patrick.Üç yıldır Patrickle berabersin.
You have been with Patrick for three years.Patrickle aranızdakileri biliyorum ve yüzüne bakarak neden söz ettiğimi anladığını söyleyebilirim.
I know about you and patrick and I can tell by that look on your face you know what I'm talking about.Biz ayrılmadan Patrickle aranda hiçbir şey olmadığı… meselesi saçmalık değil mi?
That whole story about you and Patrick not being a thing until after we separated that's bull, right?Biz ayrılmadan Patrickle aranda hiçbir şey olmadığı… meselesi saçmalık değil mi?
Until after we separated… that's bull, right? That whole story about you and Patrick not being a thing?Eminim vardır. Ama artık benim için endişelenme. Patrickle görüşmüyorum.
And I'm sure there are, but you don't have to worry about it'cause I'm not seeing Patrick.Perşembe prova, Cumartesi düğün ve Pazar da ailemin vereceği milyon dolarlık çeki Patrickle bozma günümüz.
Thursday's the rehearsal, Saturday's the wedding, and Sunday Patrick and I cash the million-dollar wedding check my parents are giving us.Yani benim için biraz sakar denebilir ama… iyi tarafından bakarsak, sayemde küçük mantarınıza gelip… seninle ve Patrickle tanıştık.
And we got to meet you and Patrick. on the bright side, I did land us all here in your little mushroom, So, even though I'm what you might call accident-prone.
