Examples of using Pazardaki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Pazardaki en ucuzu bunlar.
Pazardaki bir fahişe!
Hayır, Frank. Pazardaki herkes onu seninle gördü.
Pazardaki herkes onu seninle gördü.
Ama pazardaki o çocuğu tercih edersin.
Pazardaki'' Adididas'' satan Uzak Doğulu adamdan mı?
Pazardaki kadınlar gibi dedikodu yapmayalım. Reichenau öldü.
Ya pazardaki insanları ararlarsa?
Peki pazardaki adam kim?
Pazardaki bir adamla bir bağlantı olabilir.
Şirketinin pazardaki kazançları.
Jajan pasar, pazardaki tatlı yiyecekler anlamına geliyor.
Pazardaki her tür pisliği temin eder, inan bana.
Pazardaki kalguksu restoranında.
Pazardaki en iyi etler bendedir.
Sen pazardaki adam mısın?
Pazardaki en geniş ürün yelpazesi ile.
Bu pazardaki en iyi portakallar burdadır.
Şirket yüksek yayın standartları ve pazardaki liderliğinden ötürü övgü kazandı.
Bende var, pazardaki en iyisi.