Examples of using Pencerelerle in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bekçi, boş pencereni gördü… ve bana hırsız muamelesi yaptı.
Marcusun penceresine riyakârı yanlış yazdım, çıldırdı.
Buna inansaydın pencereni açmazdın. Mesela sen.
Ne? Pencereni açık bırak. Sadece… Hayır.
Ne? Pencereni açık bırak. Sadece… Hayır?
Umarım… yeni pencereni beğenirsin Norma Bates.
Şu anda pencereni açıp bana bakmak istiyor musun?
Nin 1465 south passteki penceresine bakmayı seviyorum. Janey!
Gitmeden önce, bana senin pencereni gösterdi ve opera dürbününü verdi.
Her neyse, pencereni açık bıraktığına gerçekten çok sevindim.
Baban her gece niye o pencerede dururdu, biliyor musun?
Sıcak olsa da pencereni açma. Tamam.
Pencereleri sokağa bakan… her kiracının aşağı gelmesini istiyorum.
Mavi elbisesi var Pencerede, orada.
Ve bana hırsız muamelesi yaptı. Bekçi, boş pencereni gördü.
Eğer buna inansaydın, pencereni açmazdın. Sen.
Ne diyeceğim, banyo pencereni açık bırakmamalısın.
Tamam gidip al ve… bütün pencereleri kontrol et Trish.
Her gün o pansiyonun penceresine oturdum. Oturdum.
Her gün o pansiyonun penceresine oturdum. Oturdum.