Examples of using Penceremi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Her neyse, pencereni açık bıraktığına gerçekten çok sevindim.
Baban her gece niye o pencerede dururdu, biliyor musun?
Sıcak olsa da pencereni açma. Tamam.
Pencereleri sokağa bakan… her kiracının aşağı gelmesini istiyorum.
Mavi elbisesi var Pencerede, orada.
Ve bana hırsız muamelesi yaptı. Bekçi, boş pencereni gördü.
Eğer buna inansaydın, pencereni açmazdın. Sen.
Ne diyeceğim, banyo pencereni açık bırakmamalısın.
Tamam gidip al ve… bütün pencereleri kontrol et Trish.
Her gün o pansiyonun penceresine oturdum. Oturdum.
Her gün o pansiyonun penceresine oturdum. Oturdum.
Her gün o pansiyonun penceresine oturdum. Oturdum.
Her gün o pansiyonun penceresine oturdum. Oturdum.
Her gün o pansiyonun penceresine oturdum. Oturdum.
Her gün o pansiyonun penceresine oturdum. Oturdum.
Bir dahaki sefere navigatör çalalım. Pencereni açsana.
Hayır. Aram. Benim tarafımdaki pencerede barkodlu bir etiket vardı.
Evet ama kokusu gene de gelir. Pencereleri açarım.
Telefonu kapa, pencereni aç ve bakalım beni duyabilecek misin?
Kozmonot içerideyken böyle bir portal penceresi varmış dışarı bakıyormuş